Hello, world!
DİŞ HEKİMLİĞİNE GİRİŞ : 101
Merhaba 🙂 Blogumun ilk yazısını en temel konuya ayırdım. Bu yazı “Diş hekimliği nedir ?” sorusunun cevabını verecek. Pek çeşitli fikir ve tutumun mevcut olduğu bir konuyu yazmak gerek diye düşüdüm. Ne de olsa fikirler olduğu kadar sorular da vardır.
Diş hekimliği tarihi Eski Mısır’a kadar dayanmaktadır. İnsanların yerleşik hayata geçip daha konforlu yaşama arzuları bu bilimin gelişmesine olanak sağlamıştır. Ne de olsa ihtiyaç arzı doğurur. Mezopotamya uygarlıklarında da diş önemli sayılmaktaydı. İlginçtir dişler Hammurabi yasalarında da yer almıştır. Bu yasalarda dişin kıymetli olduğunu ve birinin dişine zara verenin aynı dişinin çekilmesi gerektiğini yazmaktadır. Göze göz dişe diş gibi.. Çinliler, Persler, Türkler de bu hassasiyeti göstermişlerdir..
19. yüzyılın başlarına kadar hayli ilkel olan tıp ve diş hekimliği gelişen teknoloji ile ilerlemiş ve 20. yüzyılda farklı branşlara ayrılarak çok daha başarılı sonuçlar vermeye başlamıştır. Önceleri daha çok ampirik sonuçlara dayalı hekimlik yapılırken son iki yüz yıldır daha ölçülebilir daha güvenilir bir hal almıştır. İnsanların talepleri ve teknolojinin nimetleri diş hekimliğine yeni ufuklar açmıştır.
Popüler kültür 50’lerden sonra yavaş yavaş, 80’lerden sonra ise daha hızlı olarak etkin olmuştur. Herkes Audrey Hepburn ya da Elvis Presley gibi olmak istedi haliyle. Bu durum estetik algısının temeli olan yüz ve çevresindeki plastik düzenlemelerin daha çok yapılmasına neden oldu. Ve geçtiğimiz 20 yılda bu klinikler geometrik olarak büyüdü gelişti. Güzel olmak artık daha ulaşılabilir oldu. Diş hekimliği şu an 50 yıl öncesine göre çok farklı bir noktaya geldi. Estetik ve fonksiyonelliğin aynı anda sağlanabildiği tedaviler artık çok daha kolay ve tamamen acısız. Yeni anestezi teknolojileri ile iğne korkusu olanlar için bile öyle 😀 Dişsizliklerin yaygın olduğu bir dünyadan mükemmel estetiğin arandığı dir dünyaya geldik. Biz yeni nesil o eski “Dişçi”leri görmediğimiz için bir hayli şanslıyız kanımca. Korkulu hikayelerin (ne yazık ki) baş kahramanı olan o “Dişçi” imajı artık yerini “şıkır şıkır” Diş Hekimlerine bırakıyor 🙂
Koltuklar daha rahat klinikler daha eğlenceli. Güzel de bir müzik sisteminiz varsa seanslar konsere dönüşüyor 🙂 Ne mutlu bize bu günün Diş Hekimleri biziz.
Şimdilik bu kadar..Bir dahaki randevumuzda görüşmek üzere.. Adam olacak çocuklara Barış Mançon’nun anlattığı gibi diş fırçalamaya devam 🙂